başka şeye benzemiyor ruhun susuzluğu. ne çeşme suları, ne meyve suları ne de okunmuş sular fayda vermiyor bu susuzluğa. uçsuz bucaksız uzanan bir çölde bitmeyen bir arayış benimkisi. tekrarlanan bir aldanış. vahalara daldırıp kum yutturuyor nefsim. suya dilenen dudaklarımın çatlaklarına kum taneleri doluyor. dilime çamurun tadı geliyor, dişlerimde bir taşı ısırmanın hissi...
Tuesday, 29 March 2011
gül güneştir yüzün.
gündüzü sever çocuklar.
neden?
beyoğlunda bir gece yarısı
görülmez sokaklarda bir çocuk
elinde bir bez bebek, ayağında patlak bir top ya da.
görsemde kanmam cüssesine zaten
şekeriyle birlikte çocukluğu da alınmış elinden
biçare farketmeden.
büyümek.
büyüdükçe neler değişir.
ne artar küfede ne eksilir .
neden çocuklar güneşe aşık,
adamlar karanlığa müptela
neden?
neden?
beyoğlunda bir gece yarısı
görülmez sokaklarda bir çocuk
elinde bir bez bebek, ayağında patlak bir top ya da.
görsemde kanmam cüssesine zaten
şekeriyle birlikte çocukluğu da alınmış elinden
biçare farketmeden.
büyümek.
büyüdükçe neler değişir.
ne artar küfede ne eksilir .
neden çocuklar güneşe aşık,
adamlar karanlığa müptela
neden?
believe, be alive
inanmak insanlara
gözlere inanmak
gülüşlere
omuzlara inanmak
bir davaya inanmak
davalara inanmak
sadece inanmak
boyluboyunca inanmak
inandım
biraz asi
biraz fevri
kış ortasında çırılçıplak bir ağaç
yalınayak bir dilenci
anlaşıl(a)mamak
belki de anlatamadım
kimbilir
anlayamadım
ama denemek
haddince ve usulünce
vazgeçmek
insanca
insana dair
dişlerini bileyen bir hüzün anlaşılamamak.
Subscribe to:
Posts (Atom)